Bir biliminsanının belirttiği gibi: “Umut etmek için sebebimiz var! Biz, insanların bu olaya bakışlarını değiştirebiliriz. Ekolojik dönüşümü gerçekleştirebiliriz. Gelecek 10 ila 20 yılda ihtiyacımız olan bütün enerjiyi, yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edebiliriz. Bu süre içinde, insanları toplu ulaşım araçlarını kullanmaya yöneltebiliriz. Endüstriyel tarımı, toprağa zarar vermeyen, tam tersine toprağı yenileyen organik tarımla ikame edilebiliriz. Bütün bunlar, çözümün birer parçası. Tek yapmamız gereken, ortaya çıkıp bunları gerçekleştirmek üzere çalışmak.”
Türkiye’de son 40 yıl içinde 1.300.000 hektar sulakalan kurutuldu ve tahrip edildi, bu alan Van Gölü’nün 3 katından daha fazladır.
Tüm dünyada her gün 400.000 hektarlık orman alanı yok oluyor. Türkiye’de her yıl 20,000 hektarın üzerinde orman alanı yok oluyor.
Sulak alanlar biyolojik çeşitlilik açısından dünyanın en verimli bölgeleri. Türkiye’de uluslararası öneme sahip 56 adet sulak alan bulunuyor.
Erkek penguenler yavruları için kuluçkaya yattığı 4 ay boyunca hiçbir şey yemezler.
Çöl akrebinin ayaklarında, kuma konan bir kelebeğin yerde oluşturduğu titreşimleri bile hissedebilen algılayıcılar vardır.
Dişi morina balığı yılda yaklaşık 4.000.000 yumurta yumurtlayabilir.
Okyanusların ortalama derinliği 3795 metredir. (Karaların ortalama yüksekliği 840 metredir). Pasifik Okyanusu’ndaki Mariana çukuru 11,7 km ile dünyanın en derin noktasıdır. Okyanustaki en derin noktada 1 santimetre kareye yaklaşık 3,15 ton basınç düşmektedir.
İnsanoğlunun bildiği okyanus canlı türlerinin sayısı 275.000 kadardır. Dünyadaki en büyük hayvan ve deniz memelisi mavi balinadır. Mavi balina 33 metre boyundadır ve yaklaşık 40 gergedanın ağırlığındadır. En küçük deniz canlısı mikroskopik planktonlardır. Planktonlar denizde besin zincirinin temelini oluşturmaktadır.
Penguenler, enerji tasarrufu yapmak için sarkaç hareketiyle yürürler. Colorado Üniversitesi’nden Timothy Griffin ve Rodger Kram, penguenleri San Diego kentindeki Deniz Dünyası Merkezi’nde aylarca süren bir incelemeye aldı ve ilginç bulgular elde etti. İki bilimadamı, araştırmanın sonucunu şöyle açıkladı: “Aşırı kısa bacaklı olan penguenler, yana doğru adımlar atarak kaslarının daha az yorulmasını sağlıyor. Böylece her adımın sonunda bir sonraki adım için enerji depoluyor. Normal yürümüş olsalar, kendi heybetlerindeki bir hayvandan iki kat daha fazla enerji harcamaları gerekiyordu. İşte bunu keşfederek bu şekilde yürümeyi geliştirmişler Sadece yürümeye başlarken enerji harcıyorlar, bir de dururken.
Büyüklükleri karıncalar kadar olan termitler, toprak üzerinde yüksekliği 8 metreyi bulan yuvalar yapabilirler.
Yaşayan en küçük memeli, ağırlığı yaklaşık 3 gram olan “Etrüks faresi”dir.
Bir insanın kalbi dakikada 60-80 defa çarparken, sinek kuşunun dakikada 615 defa çarpar.
Dünyada en derine dalan kuş türü imparator penguenleridir. Bu kuşlar yiyecek aradıkları sırada tam 255 metre derine dalarlar. yani bu kuşlar yaklaşık 18 dk nefessiz kalıyorlar!!
Bir yıl içinde denizlerden avlanan balıkların ağırlığının üç katı kadar atık denizlere atılmaktadır. - 1 litre motor yağı 530.000 litre içme suyunu kirletebilmektedir.
Yetişkin bir ayı, bir at kadar hızlı koşabilir.
Hava kirliliği denizlerdeki zehirli maddelerin içte birini oluşturmaktadır. Denizlerdeki zehirli maddelerin %44’ü nehir ve akarsulardan kaynaklanmaktadır.
Hamsterler kış uykusuna yatan hayvanlar arasında en düşük vücut ısısına sahip olanlardır. Vücut ısısı 3.5 derece olacak kadar düşer.
Herkes rüzgarın hareket eden hava olduğunu bilir, peki havayı hareket ettiren nedir? Tabii ki atmosferin değişken sıcaklığı! Güneş yeryüzünü ısıttıkça atmosfer de ısınır. Yeryüzünün bazı bölgeleri güneş ışınlarını dik olarak alır ve her zaman sıcaktır. Diğer bölgeler güneş ışınlarını eğik olarak alır ve iklim daha serindir. Soğuk havadan daha hafif olan sıcak hava yükselir. Daha sonra soğuk hava yükselen sıcak havayla yer değiştirir. Havanın bu hareketi rüzgarı oluşturmaktadır.
En yüksek gelgitler Kanada’daki Fundy Körfezi’nde gerçekleşmektedir. Sene boyunca değişik zamanlarda med ve cezir arasındaki fark 16 metreyi bulmaktadır.
Denizlerdeki tüm sular güneşimizin yaşlanmasından kaynaklanacak aşırı sıcaklıklar nedeniyle yaklaşık 1 milyar yıl sonra buharlaşacak. Problemler bu sürenin henüz yarısına gelmeden atmosferdeki karbon dioksit seviyesinin düşmesiyle ortaya çıkacak. Zaman geçtikçe güneş daha parlak hale gelecek ve gezegenizmizin iklimini etkileyecek. Sonuç olarak sıcaklıklar denizlerdeki suların buharlaşmasına yetecek düzeye gelecek. 60 santigrat derecede su atmosfere karışarak atmosferin ana bileşenlerinden biri haline gelir. Atmosfere karışan su buradan daha sonra vakum nedeniyle yok olacağı stratosfere gider. Sonuç olarak dünyadaki sular buharlaşarak uzaya gidecektir.
Dünyadaki volkanik olayların %90’ı denizlerde gerçekleşmektedir.
Köstebekler bir saatte 45 m. uzunluğunda tünel kazabilir.
Yarasalar zifiri karanlıkta 0.6 mm. çapındaki bir teli bile tespit edebilir.
Alaska ayıları dünyadaki etobur canlıların en ağırlarındandır ve yaklaşık 770 kilo ağırlığındadır.
Sahil bölgeleri kalabalıklaştıkça sahildeki suyun kalitesi düşecek sahildeki vahşi yaşam yok olacak ve sahiller yok olacak. Pasifik sahilleri %60’ı ve Atlantik sahillerinin %35’i her sene 1 metre aşınmakta ve yok olmaktadır.
Bir fil hortumunda 50 bin kas vardır ve hortumuyla hem bir ağaç kütüğünü kaldırabilir hem de, yere düşmüş bir bezelye tanesini alabilir.
Dünyadaki ilk bitkiler olan algler 3,5 milyon yıl önce oluştular. Diğer bitkiler gibi algler besin üretirken oksijen açığa çıkartır. Zamanında bu algler canlıların yaşaması için gerekli oksijeni ürettiler. Günümüzde algler soluduğumuz oksijenin yarısından fazlasını üretmektedir.
Dünyadaki mercan kayalıklarının %60’ından fazlası kirlilik, tortulaşma ve küresel ısınmadan kaynaklanan deniz suyu sıcaklığı artışının yol açtığı ağarlaşma etkisi nedeniyle tehdit altındadır. Küresel Mercan İzleme Ağı bugün mercan kayalıklarının %30’unun yok olduğunu 2050 yılında sadece %30’unun geriye kalacağını belirtmektedir.
Kutup ayıları daha az enerji harcamak için (vücut ısılarını korumak için) arka ayaklarını ön ayaklarının izine basarlar.
Kloroflüorokarbonlar (CFC) atmosfer bütününün yalnızca milyarda birlik bölümünü oluştururlar. Ama aşırı derecede yıkıcıdırlar. Tek bir kilogram CFC, 70.000 kilogram atmosferik ozonu delip yok edebilir. Üstelik CFC’ler çok uzun süre (ortalama bir yüzyıl boyunca) atmosferde kalırlar ve kaldıkları sürece büyük tahribat yapmaya devam ederler. Aynı zamanda çok güçlü ısı süngerleridir. Tek bir CFC molekülü sera etkilerini şiddetlendirmekte bir karbondioksit molekülünün yaklaşık on bin misli etkilidir.
Antarktika’ya ait olmayan birtakım canlı türleri kıtaya yerleşerek ekosistemi tehdit ediyor. Antarktika’nın 12 ay karla kaplı yüzeyi birçok canlının yaşaması için oldukça yaman bir coğrafya. Uzmanlar, kıtaya giren yabancı canlıların varsayılanın aksine kıtanın sert koşullarında ayakta kalmayı başardığını vurguluyor. Antarktika’ya yabancı canlı türlerinin turistler, kargo uçakları veya şilepler yoluyla girdiği düşünülüyor. Normal şartlarda bu türlerin Beyaz Kıta’da ayakta kalması mümkün değil. Ancak, küresel ısınmayla ılımanlaşan iklim yabancı canlıların ayakta kalmasını kolaylaştırıyor.
Dünyada en derine dalan kuş türü imparator penguenleridir. Bu kuşlar yiyecek aradıkları sırada tam 255 metre derine dalarlar. yani bu kuşlar yaklaşık 18 dk nefessiz kalıyorlar!!!
En küçük kuş yumurtası mine çiçeği sinekkuşuna aittir. 10 mm’den daha kısadır ve 0,37 gram ağırlığındadır.
Dünyadaki en büyük balık sıcak sularda yaşayan ve planktonlarla beslenen balina köpekbalığıdır. En büyüğü 12 metre olarak ölçülmüştür ve yaklaşık 10.000 kg ağırlığındadır.
Denizlerdeki tüm sular güneşimizin yaşlanmasından kaynaklanacak aşırı sıcaklıklar nedeniyle yaklaşık 1 milyar yıl sonra buharlaşacak. Problemler bu sürenin henüz yarısına gelmeden atmosferdeki karbon dioksit seviyesinin düşmesiyle ortaya çıkacak. Zaman geçtikçe güneş daha parlak hale gelecek ve gezegenizmizin iklimini etkileyecek. Sonuç olarak sıcaklıklar denizlerdeki suların buharlaşmasına yetecek düzeye gelecek. 60 santigrat derecede su atmosfere karışarak atmosferin ana bileşenlerinden biri haline gelir. Atmosfere karışan su buradan daha sonra vakum nedeniyle yok olacağı stratosfere gider. Sonuç olarak dünyadaki sular buharlaşarak uzaya gidecektir.
Kangurular geri geri yürüyemezler.
Bugün dünyada yaşayan aşağı yukarı 1 milyon böcek türü vardır. Her yıl aşağı yukarı 8000 yeni tür keşfedilmektedir.
Arap Körfezi’nde yer alan deniz suyunu içme suyuna çeviren dev tesisler günde yaklaşık 130.000 litre deniz suyunu yaklaşık 26.000 litre temiz suya çevirmektedir. Günde 130.000 litreden fazla deniz suyu yüksek derecelerde ısıtılmakta ve çeşitli kimyasallar kullanılarak filtrelenmektedir ve sadece 26.000 litre temiz su üretilmektedir. 5’e 1’lik bu oran oldukça verimsiz bir prosesi işaret etmektedir. Denize geri verilen yüksek sıcaklıktaki 100.000 litreden fazla su çevre sorunları oluşturmaktadır.
Hamamböcekleri yaklaşık olarak 250 milyon yıldır yaşadıkları halde hiçbir değişime uğramamışlardır.
En hızlı yüzen balık orkinos balığıdır. Yetişkin bir orkinos saatte yaklaşık 90 km hızla yüzebilir.
Bir Tsunami dalgası saatte yaklaşık 800 km hızla ilerleyebilir. Bugüne kadar kaydedilen en büyük Tsunami deniz seviyesinden 64 metre yüksekliğindeydi ve 1737’de Sibiryadaki Kamçatka Yarımadası’nı vurmuştu.
1 santimetreküp kömürün içindeki boşlukların yüzey alanı toplamı 120-180 metrekaredir ve grizu patlaması bu boşluklara metan gazının dolması sonucu oluşur.
Plastik ambalaj atıkları yıkanıp granül haline dönüştürülerek ikincil ürün üretiminde ham madde olarak kullanılıyor. Sera örtüsü, otomotiv sektöründe plastik torba, marley, pis su borusu, elyaf ve dolgu malzemesi, araba yedek parçası yapımında kullanılabiliyor.
Türkiye’de çöp miktarının yaklaşık % 15-20 ’sini geri kazanılabilir nitelikli atıklar oluşturuyor.
Atıkların özelliklerinden yararlanılarak içindeki bileşenlerin fiziksel, kimyasal veya biyokimyasal yöntemlerle başka ürünlere veya enerjiye çevrilmesine “geri kazanım” deniliyor.
Türkiye’de bulunan 3215 belediyeden sadece 11 ’inde düzenli depolama yapılıyor.
Uygun şekilde depolanmamış çöpler yeraltı ve yüzeysel su kirliliğine, haşerelerin üremesine, çevreye kötü kokuların yayılmasına, görüntü kirliliğine ve çeşitli hayvanlar vasıtasıyla taşıyıcı mikropların yayılmasına neden olur.
Katı atık yönetiminin üç temel ilkesi: Az atık üretilmesi, atıkların geri kazanılması ve atıkların çevreye zarar vermeden bertaraf edilmesi.
Türkiye’de günde yaklaşık 65 bin ton çöp üretiliyor.
Evsel katı atıkların % 68 ’ini organik atıklar, geri kalanını kâğıt, karton, tekstil, plastik, deri, metal, ağaç, cam ve kül gibi maddeler oluşturur.
Dünya yüzeyinin % 6’sı çölleşmiş, % 29′u çölleşmek üzere.
Dünyadaki mevcut suların ancak % 1′i kullanılabilir.
Büyük bir kayın ağacı, 72 kişinin 1 günlük oksijen ihtiyacını karşılar.
Bir cam şişe doğada 4000 yıl, plastik 1000 yıl, sakız 5 yıl, bira kutusu 10-100 yıl, sigara filtresi 2 yıl süreyle yok olmaz.
Otomobilinizi hortumla yıkadığınızda yaklaşık 550 litre su harcamış olursunuz.
Türkiye’de yaklaşık yılda 1 milyon ton kağıtla gereksiz yazışma yapılıyor.
Geri dönen her bir ton cam için yaklaşık 100 litre petrol tasarruf edilmiş olur.
Bir ton kullanılmış beyaz kağıt, geri kazanıldığında 16 adet çam ağacının, bir ton kullanılmış gazete kâğıdı geri kazanıldığında ise 8 adet çam ağacının kesilmesini önler.
Her yıl 1 cm. kalınlığında ve Kıbrıs Adası büyüklüğünde toprağımızın erozyonla yok oluyor.
Ülkemizdeki toprakların üçte ikisinin su veya rüzgar erozyonu etkisi altında.
Dünyanın büyük kuş göç yollarından ikisi Anadolu’dan geçiyor.
Ülkemizde doğal olarak yaklaşık 120 memeli, 450 kuş, 13 sürüngen, 350 balık türünün yaşamakta ve 15 memeli, 46 kuş, 18 sürüngen türünün yok olma tehlikesi ile karşı karşıya.
Ülkemizde yaşayan hayvan türü sayısı tüm Avrupa kıtasında yaşayan hayvan türlerinin 1.5 katı.
Yurdumuzda doğal olarak bulunan 9000 bitki türünden 3000′i sadece Türkiye’de yaşıyor.
Küresel ısınma nedeniyle 2080′e kadar 200 - 600 milyon insanın açlık çekebilir, 1,1 - 3,2 milyar insanın da susuzluktan etkilenebilir.